Imperium Romanum

Tarih konulu strateji oyunlarından biri olan ve isminden anlaşılacağı üzere Roma tarihini konu edinen Imperium Romanum, 2008 yılının Şubat ayında meraklıları ile buluştu. Oyununun yapımcısı ise Haemimont firması. Bilenler hatırlayacaktır, Haemimont firması 2006 yılında da Glory of the Roman Empire isimli bir oyun çıkarmıştı. Haemimont, aynı tarzda bir oyun daha çıkararak – bu sefer daha gelişmiş bir oyun- oyun severler ile yeniden buluştu.

Strateji oyunlarının oyun dünyasında bambaşka bir yeri var. Taktik üretmek, kaynakları doğru kullanmak, zamanı verimli kullanmak ve benzeri şekilde zekayı zorlayacak bir takım eylemler ve bu eylemlerin sonucunda başarıları görmek strateji severleri oldukça mutlu ediyor. Hele de tarih ile stratejiyi birleştirmek gibi oldukça hoş bir fikir ile karşılaşınca strateji severlerin keyfine diyecek yok.

Imperium Romanum ile Roma tarihine çok yakından tanıklık edeceksiniz. Roma medeniyetini sıfırdan kuracak, Mısır ile diplomatik krizler yaşayacak, şehri yağmalamaya çalışan köylüleri durduracak ve ustalık ile vergileri değerlendirmeye çalışacaksınız. Yani Roma medeniyetine hükmedeceksiniz.

Imperium Romanum, senaryo tabanlı bir strateji ve şehir yönetimi oyunu. Olaylar Roma tarihine paralel olarak ilerliyor. Üç farklı oyun seçeneğinin bulunduğu Imperium Romanum’da seçenekler şöyle sıralanıyor;

History: Size sunulan tarihlerden bir tanesini seçerek oyuna başlayabiliyorsunuz. Seçtiğiniz tarihten itibaren ilerleyerek hedeflerinizi gerçekleştirmeye ve bölümü tamamlamaya çalışıyorsunuz.

Scenario: Klasik senaryo modu Imperium Romanum’da da es geçilmemiş. Scenario modunda ünlü Roma şehirlerini yönetmeye çalışıyorsunuz (Pompeii, Venice, Odessos, Caesarea). Şehirler arasındaki ilişkiyi iyi kurduğunuz takdirde oyunda çabucak görevleri tamamlayabiliyorsunuz. Şehirler arası ilişki demişken en önemlisi hiç kuşkusuz “ticaret”. Roma’nın en önemli ticaret kaynaklarından olan mermer, tahıl ve şarap gibi ürünleri bir şehirden alıp diğerine satarak ekonomiyi yönetiyorsunuz.

Rome: Buna benzer bir seçeneği çoğu strateji oyununda görmediğinize eminiz. Bu seçenek ile size hali hazırda kurulmuş bir Roma medeniyeti veriliyor. Neredeyse tüm görevler tamamlanmış ve idari yapı kurulmuş bir şekilde Roma’nın anahtarı avuçlarınıza bırakılıyor. Geriye kalan küçük görevleri 5-10 dakika içerisinde tamamlayarak en son görev olan Colosseum’u inşa ederek oyunu bitiriyorsunuz. Orta seviyedeki bir oyuncu için en fazla 30 dakika alıyor. Bu seçeneğin amacını ve ne işe yaradığına pek anlam veremesek de zevkli bir seçenek olmadığını söyleyebiliriz.

Imperium Romanum, kaynak yönetimi tabanlı bir strateji oyunu olmanın yanı sıra şehir yönetimini de barındırıyor demiştik. Kaynaklarımız; Kayaç, Odun, Un, Et, Mermer, Demir, Altın. Kaynak yönetimimizi halkın istekleri doğrultusunda yapmamız gerekiyor. Kimi bizden ekmek isterken kimisi de para istiyor. Bu aslında temel bir algoritmanın üzerine kurulmuş durumda. Oyunda Roma’da olduğu gibi belirli sınıflar var. Oyunda mevcut olan sınıflarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bunlar;

Köle sınıfı: Kırbacımı da yerim ekmeğimi de felsefesi ile hareket eden bu sınıf başını tarladan, madenden kaldırmıyor. Ha bire çalışan bu arkadaşlarımızın zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri yok. Sadece çalışıyorlar. Onların tek beklentileri kalacak yerlerini temin etmeniz ve can güvenliklerini sağlamanız. Anlayacağınız üzere sadece karın tokluğuna çalışıyorlar.

Yoksullar: Alt tabakada bulunan ve kölenin bir tık üstü olan bu sınıfa köylü sınıfı da diyebiliriz. Bu arkadaşlarımız şehrin uzağında tarlaları ve çiftlikleri ile meşgul oluyorlar. Sizden tek beklentileri onlara ekmek vermeniz. Oldukça mütevazı bir hayat sürmelerinin yanı sıra sizlere baş kaldırmıyor ve isyan etmiyorlar. Ekmeklerini verdiğiniz sürece başınızı hiç ağrıtmazlar. Ama oyun bile olsa köylüyü ezmek etik değil.

Kentliler: Orta tabakayı temsil eden bu sınıf şehrin merkezinde yaşayan vatandaşlardan oluşuyor. Kasaplarda, fırınlarda ve benzeri göreceli olarak daha elit seviyelerde çalışıyorlar. Oldukça muhafazakar olan bu arkadaşlara eğer tapınak yapmaz iseniz anında kapınıza gelip isyan bayraklarını çekiyorlar.

Politikacılar: Oyunun en elit sınıfı ve üst tabakası. Bu insanlıktan nasibini almamış arkadaşlar yer çekimsiz ortamda çilek yemek istiyorlar. Şehrin ötesindeki köylünün ekmekten başka isteği olmaz iken, emek verip çalışır iken bu edepten yoksun arkadaşlar şarap diye tutturuyorlar. Tek ihtiyaçları şarap mı derseniz, hayır. Nerede lüks nerede az lüzumlu ve pahalı bir şey var ise onu istiyorlar. Oyun içerisinde başınızı en çok ağrıtacak olan sınıf politikacılar.

Oyunun bir miktar tasarruflu olduğunu söylemekte fayda var. Kolonideki nüfus sayısı kısıtlı tutulmuş. Öyle büyük bir askeri birlik kurmanıza izin verilmiyor. Az adam ile çok iş yapın. Savaşçı değil diplomatik olun diye oyun bu açıdan biraz can sıkıcı gelebilir ama iyi bir strateji oyuncusu az malzeme ile çok iş yapar.

Oyun, kontroller ve arayüz bakımından oldukça kullanışlı ve sade tasarlanmış. İlk kez oynayacak olan biri bile kontrollerde zorlanmayacaktır. Oyun grafik kalitesi de oldukça iyi. 3D motoru çok iyi bir şekilde kullanılmış hatta atmosfer şartları (yağmur, güneş, sis) oyuna çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Oyunun eksik kalan yönü ise çoklu oyuncu/multiplayer desteğinin olmaması. Keşke çoklu oyuncu seçeneği olsaymış da oyunu öyle inceleseymişiz. Olmayınca olmuyor. Fakat oyunun skor sıralama sistemi mevcut. Oyunda aldığınız skorları internet üzerinden diğer oyuncular ile karşılaştırarak sıralıyor. Kim daha Sezar’mış ortaya çıkıyor.

Strateji tabanlı tarih oyunları seven ve kaynak yönetiminin üstesinden gelmeye çalışacak herkese oyunu tavsiye ediyoruz.

Keyifli oyunlar.