Prey

Prey… Nedeni bilinmez ancak bir çok firma bu ismin peşinden koşmakta. Henüz oyun piyasaya çıkmadan önce farklı firmalarca bu isim kullanıldı çeşitli kavgalar yaşandı velhasıl netice itibarı ile Arkane Studios Tarafından yapılan oyun henüz duyurulduğu andan itibaren pek çok oyuncunun ilgisini çekti. Zaten yapımcı firmanın geçmişinde Dishonored gibi çok kaliteli bir yapım varken oyunun çıkış tarihi heyecan ile beklenmeye başlandı. Yayımlanan fragmanlarda oyunun gerek grafik kalitesi gerekse oyun atmosferi 2017’ye yakışır nitelikte bir oyun geleceğini bize müjdeledi.

Ve nihayet oyun 4 Mayıs 2017 de raflarda yerini aldı, ancak yüksek fiyatıyla bir kısmımızın hevesini kursağında bıraktığı aşikar. Ayrıca oyunun sistem gereksinimleri de hafife alınır türden değil. Prey ilk incelemelerde olumlu notlar bıraktı lakin satış rakamlarında bu olumlu sonuçları pek de göremedik. Bunun en büyük nedeni olarak fiyatı olduğu söylenebilir. Steam üzerinden 219 liraya satılan oyunun ülkemizde de indirime girmesini dört gözle bekleyen bir alıcı kitlesi mevcut.

Gelelim grafik kalitesine.. Oyuna başladığımızda bizde bıraktığı ilk his Half Life 3 çıkmış ve sonunda onu oynayabiliyoruz oluyor. Bunun nedeni ise Half Life grafiklerinin geliştirilmiş hali gibi olması. Ancak oyunun hikayesi ve konusu ilginizi çekmeye başladığı andan itibaren bu düşüncelerden uzaklaşıyorsunuz tabi.

Yapımın hikayesi bizim zamanımızdan senelerce sonra 2032 de işlenmiş. Dünyaya saldıran Typhon isimli uzay ırkı, dünyanın süper güçleri tarafından yenilmiş durumda ve hapishanelere mahkum edilmiş sürünüyorlar. Tabi mahkumlar istilacı uzaylılar olunca öyle F tipi E tipi, yarı açık hapishanelerden bahsetmiyoruz. Bildiğiniz uzay istasyonlarına tıkılmış ayın yörüngesine bırakılmış vaziyetteler. Bu şanlı hapishanenin adı ise Kletka.

Paranın açamayacağı kapı yok derler ancak bir şirketin istilacı uzaylıları satın alıp inceleyerek onların sırtından para kazanmaya çalışması biraz ütopik. Ancak bir firma gidiyor bu hapishaneyi satın alıyor ve uzaylıları inceleyerek bilgiler, teknolojiler edinmeye çalışıyor. Bu fikir Elon Musk’ı bile dehşete düşürecektir eminim. Devamını anlatmaya gerek yok, sonucu ne oldu dersiniz. Tabi ki bu firma elde ettiği teknolojileri biz dünyalılara satarak parayı kırdı. Bizim hikayemiz bu olaylardan sonra başlıyor. Elde edilen bu teknoloji bize enjekte edilmiş ve hikayenin baş kahramanı konumuna getirilmişiz.

Oyunu oynarken uzaylı ırkın kültürüyle yüzleşecek birbirinden farklı atmosferlere girip çıkacaksınız. Bu görevlerde size harika müzikler eşlik edecek. Oyun size farklı bir dünyadan bir görsel şölen yaşatacak buralar değerlenir dedirtecek. Oyunda ilerlerken bir engeli aşmak yahut bir yola sapmak hususunda seçim haklarınız olacak. Örneğin size zorla balta ile kapı parçalatmayacaklar. Oyuncunun fikrine önem veren “abi bu şöyle olsa daha iyi olurdu” dedirtmeyen bir oyun var karşımızda. Oyun sırasında yetenekleriniz olacak ve bunları ne yönde geliştirmek istediğiniz sizin kaderinizi belirleyecek. Komşu çocuğu sizden çok farklı bir şekilde ilerliyor olabilir bunun bilincinde olun ona göre temkinli oynayın derim. Temel görevlerin yanında yan görevleri olan oyunda sıkılmamanız için ellerinden geleni yapmışlar. Baya güzel oyun yapmışlar.

İncelemenin sonuna gelir isek Prey gerçekten alınması ve oynanması gereken bir oyun. Özellikle atmosfer ve hikaye seven oyuncular kaçırmasın derim. Fakat tabi ki fiyatı biraz yüksek, ancak bir “Tofaş’ın” bile 20.000TL’ye satıldığı güzel ülkemde bu fiyata da şaşırmamak gerek, kadermiş diyerek almak gerek.