Bazı oyunların, oyun dünyasını kökten değiştirdiğine şahit olmuşuzdur. Bu çorbada en büyük tuzu olanlardan oyunun biri de Diablo. Şuan RPG oyunları var ise, öncelikle Diablo, sonra hikaye anlamında da Baldur’s Gate sayesinde varlar. Gelmiş geçmiş en efsane oyunlardan biri olarak kabul edilen Diablo II’nin öncesine hikayenin başına gidiyoruz şimdi.
Blizzard firmasının geniş kitlelere ulaşmasına neden olan, çağına göre müthiş bir grafik deneyimi yaşatan konusu ve atmosferi ile alkışlanan Diablo, adeta serinin sevenleri tarafından kutsal olarak görünüyordu.
Oyun Tristam kasabasında yaşanan gizemli bir olay sonrası NPC (yan karakter) ile konuşmalarınız ile başlıyor. Edindiğiniz bilgilere göre Diablo serbest kalıp geri dönüyor. Biraz gezindikten sonra ilk boss hazırlığımızı yapmak için bize bir silah ve kıyafet düşüyor. Bundan sonra artık güçlenmeli, level atlamalı, yeni item bulmalıyız. Kendimizi düşmanlara karşı donanımlı hale getirmemiz gerekiyor.
Mekan tasarımları çok güzel duruyor. 25 sene sonra bile oynasanız, hala etkilenme şansınız çok yüksek. Karakterlerin özellikleri, yürüyüşünden, kılıç sallamasına kadar olan animasyonlar bile çağının ötesinde. Boss’ların bile kendilerine ait hikayeleri var. Butcher, King Leoric, Lazarus ve diğerleri sizi hikayesiyle içine çekecek bir maceraya davet ediyor.
Katman katman Diablo’ya doğru yaklaştıkça hem sizi bekleyen tehlikenin sıcaklığını hissediyor hem de her adım attığınızda kendinizi geliştirdiğiniz için güveninizi tazeliyorsunuz.
Oyunda seçebileceğiniz üç karakter bulunuyor. Bunlardan ilki Rogue, yani okçu. Çevikliği seven, birebir çatışmaya girmek istemeyen bir yapınız varsa sizin için uygun bir karakter. Büyü gibi özellikleri çok iyi kullandığı söylenemez ama uzaktan savaşta çok iyi. Sorcerer karakteri bir büyücü. Yakın dövüşte kötü olmasına rağmen büyü konusunda çok başarılı. Warrior ise bir savaşçı. En büyük özelliği kuvveti, büyüler karşısında etkisiz kalan bu karakter ise yakın dövüşte çok başarılı.
Oyunda kazandığınız her eşyadan ayrı bir kombinasyon yapabilme şansınız var ki oyunun bu kadar sevilmesinin nedeni de bu ucu bucağı olmayan eşya toplama sistemi. Çantanıza belirli sayıda eşyayı alabilmeniz ve en verimli kombinasyonlarla en güçlü hale gelebilmek için oyunu oynayanlar bir mühendis havasıyla hesaplamalara girişmek zorunda kalıyor.
Oyunun multiplayer hali de mevcut. 3 zorluk seviyesinden istediğinizi seçerek başlayabiliyorsunuz. Genel olarak oyundaki zorluk da level atladıkça gelişiyor fakat orta seviye zorluk en ideali, çünkü kolayda hiç zorlanmıyorsunuz, zorda da gerçekten çok vakit harcamak zorunda kalabiliyorsunuz.
Sonuçta oyun için harcayacağınız saatlerin hepsinde hep yeni arayış, daha iyi setler, en iyi eşyalar, şehirden şehre koşup daha kaliteli bir kıyafet kombinasyonu, büyü sistemi iyileştirmeleri, silah geliştirmeleri ile birlikte heyecan oluşacaktır. O kadar çok atmosfere ve bu tarz detaylara odaklanacaksınız ki oyunun adventure kısmına ya da grafiksel eksikliklerine odaklanamadan gecelerce başında ter dökeceksiniz.
Oyunun orjinal ismi Cadillac And Dinasours’dur. Bir zamanlar Türkiye’deki atari salonlarında halk dilindeki adı olan Mustafa oyunu diye nam salmıştır. Oyunun […]
Prehistoric Tales oyununda kendinizi bir anda hiçbir şey hatırlamadan tarih öncesi bir çağda ve etrafınız tarih öncesine ait şeylerle sarılı bir […]
Ice Age Dawn of the Dinosaurs aynı isimli animasyon sinema filminden uyarlanan bir platform oyunudur. Oyunda filmin sevilen karakterleri olan Sid, […]
Dynomite Deluxe, çağlar öncesinin dinozorlarının fırlattığı dinamitlerle dinozor yumurtalarını patlatmaya çalıştığı eğlenceli bir küçük oyundur. Yumurtaları patlatabilmeniz için 3 aynı renkte yumurtayı yan […]
Paraworld Multiplayer oyunu, dinozorlara karşı ilgi duyan ve esrarengiz bir biçimde ortadan kayboluş sebeplerini öğrenmek isteyenlerin oynamak isteyeceği tarzda bir oyun. […]